Summary
Hengâme Hengâmesi veya Şair Aslında Ne Diyor
Günümüzde klasik Türk edebiyatına toplumun mesafeli durmasının arkasında pek çok sebep bulunabilirse de asıl sorunun “dil” olduğu açıktır. Meselenin bir veçhesi bu edebiyatın dili ise de ondan daha müşkül olan “dil ötesi dil”dir. Zira çoğu zaman bir beyit günümüz diliyle nesre çevrildiğinde de anlaşılmayabilir. Çünkü günümüz diline çevrilen satırlarda yer alan kelimelerin anlamları bilinse de bu kelimelerin alt katmanlardaki anlam dünyasına, temsil ettikleri arka plana hâkim olmayınca zorluk daha da artar. Ancak lisansüstü düzeyde öğrenim gören araştırmacı yahut akademisyenlerden bu arka planı bilmeleri yahut görmeleri, en azından beytin bağlamından sezmeleri beklenir.
Eski metinleri anlamakta bir başka zorluk da leksikolojiktir. Metni hakkıyla anlayıp çözümleyebilmek için kelimelerin bütün anlamlarının bilinmesi zaruridir. Elbette herkesin her kelimeyi veya bir kelimenin bütün anlamlarını bilmesi mümkün değildir. Ne var ki bir beyte dikkatle nazar kılındığında manaca oturmayan bir kelime varsa bu semantik problemi çözmek için sözlüklere göz atmak kaçınılmaz olur. Bakılan sözlüklerde verilen karşılıklar mutmain etmiyorsa daha eski, daha ayrıntılı sözlüklere, ihtisas ve ıstılah lugatlerine bakarak çözüm yolları aranmalıdır.
Bu makalede, “hengâme” kelimesinin eski metinlerde kullanımı bu açıdan ele alınacaktır. Kelime günümüz Türkçesinde de “gürültü, patırtı, kargaşa” anlamında kullanılmaktadır. Sözlüklerde verilen karşılıklar da bunlara ek olarak çoğunlukla “kavga, şamata, eğlence, velvele, kalabalık” gibi buna yakın anlamlardır. Hâlbuki klasik şairlerimiz “hengâme”yi çoğu kez bu anlamların dışında kullanmışlardır.
Keywords
Klasik Türk şiiri, bağlamlı dizin, şiirde anlam, sözlük, TEBDİZ