Summary
Künhü’l-ahbâr’ da Ölümü Tanımlayan İfadeler
Türkçe bir tarih kitabı olarak Gelibolulu Âlî tarafından kaleme alınan Künhü’l-ahbâr’ın dördüncü “rükn”ü Osmanlı İmparatorluğu’nun başlangıcından 1598-99 yılına kadarki olayları, devrin devlet adamlarını, bilginleri, şeyhleri ve çalışmanın ana konusunu oluşturan şairleri konu almaktadır. Eserin iki ciltten oluşan dördüncü bölümünde, Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşundan III. Mehmed dönemine kadar yaşamış üç yüz beş şairin biyografisinin yer alması Künhü’l-ahbâr’ı edebiyat tarihi ve tezkirecilik açısından da önemli hâle getirmektedir. Hazırlanan çalışma bir seri makale dizisi olarak yayımlamaya çalıştığımız ve 16. yüzyıl şuara tezkirelerinde ölümü tanımlayan ifadeleri derleyip akabinde kendi aralarında karşılaştırmayı hedefleyen çalışmaların dördüncüsüdür. Bu çalışmada da öncelikle Künhü’l-ahbâr ve Gelibolulu Âli hakkında kısa bilgiler verildikten sonra eserin içerdiği biyografiler ölüm kavramı etrafında değerlendirilecektir. Yapılacak olan değerlendirme ölümün basit ifadelerle ya da ölümün sanatlı olarak tasviri konusunda olacaktır. Bahsedilen değerlendirme Künhü’l-ahbâr’da yer alan üç yüz beş şair biyografisinde Âlî’nin şairlerin ölümlerini anlatırken “ölüm” kavramını nasıl tanımladığını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu amaç etrafında eserde yer alan şair biyografileri incelenmiş ve doğrudan ya da benzetme unsurlarına dayalı olarak ölüm kavramının nasıl tanımlandığı izaha çalışılmıştır. Ayrıca Künhü’l-ahbâr’da kullanılan ölümü tanımlayan ifadeler ile Meşa'irü’ş-şuarâ ve Gülşen-i Şu'arâ’da kullanılmış olan ölümü tanımlayan ifadelerin karşılaştırılması da çalışmanın diğer amacıdır. Tezkireler temelinde hazırlanan bu çalışma ile sadece şiirlerde değil nesirde de edebî zevkin döneminde nasıl algılandığına dair ipuçlarının ortaya çıkarılması hedeflenmektedir.
Keywords
Divan edebiyatı, şair tezkireleri; Künhü’l-ahbâr; Gelibolulu Âli; ölüm.