Summary
‘Simya’ Kelimesinin Divan Şiirinde Kullanımları
Divan şiiri, kendisinden önceki Arap ve Fars şiir geleneklerini
devralmış ve onların üzerine kendine has bir şiir inşa
edebilmiştir. Bununla birlikte İslâm kültürü etrafında
kurulmuş olan ortak kültür coğrafyası üç farklı dilin benzer
bir zihniyet etrafında toplanmasını da beraberinde getirmiştir.
Divan şiiri bu ortak kültürün -Fars şiir geleneğinden
daha fazla olmak üzere- zihniyet dünyasından faydalanmış,
dönemin ilmî anlayışlarını şiire taşımıştır.
Okültik bilimler olarak da bilinen gizli ilimler, öncelikle
tasavvuf çevrelerinde ve Şia ehli arasında kabul görmüş
buradan da toplumun diğer katmanlarına yayılmıştır. Bu
ilimler divan şiirinin birçok metninde gerek kavramları
gerekse de uygulamaları ile kendine yer bulmuştur. Bu ilimlerin
ve kavramlarının doğru anlaşılamaması durumunda
edebiyat metinlerinin çözümü de zorlaşmaktadır.
Simya, sihir, kimya ve huruf ilimleri kardeş ilimlerdir.
Bu dört Hermetik ilimden özellikle simya ve kimya kelimelerinin
güncel Türkçede birbirine karıştırıldığı görülmektedir.
Bu durum divan şiiri metinlerinin anlaşılmasına da
yansımaktadır. Simyanın bakırı altın yapma uğraşında olan
bir ilim şeklinde anlaşılması metinlerde karşılığını bulmamaktadır.
Makalede simya kelimesinin Arapça, Farsça ve
Türkçe sözlüklerdeki durumu incelenmiş ve divan şiiri
metinlerinde hangi anlamda kullanıldığı ortaya konulmaya
çalışılmıştır.
Keywords
Simya, Kimya, İlm-i Huruf, Sihir, Divan Şiiri