Summary
16. Yüzyılda Derlenmiş Bir Şiir Mecmuasında Dört Nevruziye Örneği: Medhî, Sücûdî, Cafer Çelebi ve Lutfî’nin Nevruziyeleri
Tarihin eski toplumlarında ve onların devamı olan bugünkü
nesillerde bahar mevsiminin gelişi, tabiatin dirilişi,
doğaya ve hayata bereket gelmesi büyük bir sevinç ve
coşkunluk ile karşılanır. Adeta yeni bir hayatın başlaması
demek olan nevruz ise asırlardır bir bayram günü kabul
edilerek kutlanmaktadır. Özellikle Türk toplumlarında,
hangi coğrafyada olursa olsun nevruz, bayram olmanın
ötesinde kendisine kutsallık atfedilen özel bir gün kabul
edilir. Nevruz konulu edebî verimlere sözlü edebiyat
dönemlerinden itibaren rastlanır. Efsane ve destanlarda,
masal ve hikâyelerde, şiirde, romanda, tiyatroda, kısacası
her edebî türde nevruzu görmek mümkündür. Edebiyat
tarihimizin uzun bir dönemini oluşturan Klasik Türk
Edebiyatı/Divan Edebiyatı sahasında nevruzu anlatan çok
sayıda şiir yazılmıştır. Bu edebî türe genel olarak “nevruziye”
denir. 16. yüzyılda derlendiği bilinen bir kasideler
mecmuasında dört şairin nevruziyeleri bulunmaktadır.
Medhî, Sücûdî, Cafer Çelebi ve Lutfî’ye ait olan bu metinler
çeşitli yönlerden incelenmiş ve mukayese de yapılmak
suretiyle Osmanlı dönemi şairlerinden dördünün nevruz
anlayışı ve anlatımı ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Keywords
Nevruz, nevruziye, mecmua, edebî tür.