Summary
Mesnevî’de Geçen “Tavuğun Yetiştirdiği Kaz Yavrularının Hikâyesi” ve “Ceylan Yavrusunun Eşeklerin Ahırına Hapsedilmesi” Hikâyesine Göre İnsan
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, 13. yüzyılda Anadolu topraklarının
yetiştirdiği, Türk-İslam edebiyatının güçlü bir
temsilcisidir. Daha hayattayken büyük bir şöhrete kavuşan,
döneminde herkesin sevgi ve saygısını kazanmış Mevlana,
ölümünden sonra da eserleriyle insanlığa ders vermeye
devam etmektedir. Mevlânâ’nın Mesnevî’sinde geçen
“Tavuğun Yetiştirdiği Kaz Yavrularının Hikâyesi” ve
“Ceylan Yavrusunun Eşeklerin Ahırına Hapsedilmesi”
hikâyesi insanın mahiyeti ve üstün yetenekleri bağlamında
incelenmeye uygun bulunmuştur. Kahramanları hayvanlar
olan bu hikâyelerde verilmek istenen ileti, hemen hemen
aynı tematik çerçevede ele alınarak okuyucuya ulaştırılır.
Mevlânâ’ya göre insan, dünya toprağı üzerinde yeşeren bir
tür olmakla birlikte kabiliyetleri sadece bu dünyaya yönelik değildir. Nitekim Mevlânâ’nın ifadesiyle “dilinden tam
olarak denizin anlayacağı” insan bir yönüyle ebediyete
aittir. Mevlânâ’nın eserleri, İslam tasavvufu ve vahdet-i
vücûd nazariyesinin güçlü etkileri altında vücuda
gelmiştir. Dolayısıyla Mesnevî’deki diğer hikâyeler gibi söz
konusu edilen iki hikâyede de amaç dinî ve tasavvufî özdür.
Mevlânâ, Mesnevî’nin en başında ney metaforu ile ortaya
koyduğu beden ruh ikiliği ve ruhun asli vatanına duyduğu
özlemi bu hikâyelerde hayvanlar âleminden örneklerle
açıklar.
Keywords
Mevlânâ, Mesnevî, hikâye, insan.