Summary
Rifâ’î’nin Bülbül-nâmesi Üzerine Bir İnceleme
Divan edebiyatında âşığın sevgiliye duyduğu aşk, bu
aşktan dolayı çektiği acı ile sevgilinin güzelliği ve acımasızlığı
pek çok mazmunla anlatılmıştır. Şem-pervane, gülbülbül,
kumru-çınar gibi mazmunlar çoğunlukla doğadan
ve günlük hayatın içinden seçilmiştir. Bunlar içerisinde en
yaygın olan şüphesiz gül ve bülbüldür. Gül sevgilinin pek
çok güzellik öğesinin benzetmeliğidir. Aynı zamanda Hz.
Muhammed’in simgesi olarak da edebiyatımızda ayrı bir
öneme sahiptir. Güllere düşkün olan bülbül ise divan
şiirinde aşığın timsalidir. Güllerin arasında sabahtan akşama
kadar öten bu kuş ve gül arasında bir bağ olduğu düşünülmüştür.
Divan şairleri gül-bülbül ilişkisine eserlerinde
çokça değinmişlerdir. Ayrıca bu konuda müstakil eserler de
vermişlerdir. Gül-bülbül hikâyesini anlatan ilk eserin İran
edebiyatından Attar’a ait olduğu ve bu hikâyenin İran’dan
Araplara, Araplar kanalıyla da Avrupa’ya yayıldığı düşünülmektedir.
Türk edebiyatındaki ilk Gül ü Bülbül eserinin ise
Mevlânâ’ya ait olduğu bilinmektedir. İkinci eser ise
Rifâî’nindir. Çalışmamızda Rifâî’nin Bülbül-nâmesi şekil
ve muhteva yönünden ele alınmış ve Alex Olrik’in Epik
Kanunlar Teorisi’ne göre incelenmiştir.
Keywords
Rifâ’î, Bülbül-nâme, Gül ü Bülbül, Mesnevi