Summary
Osman Salâhaddîn el-Mevlevî’ye Ait Olduğu Sanılan Bir Eser: Nesrü’l-leâlî Tercümesi
Yenikapı Mevlevihanesi, H. 1006/ M. 1598 yılında İstanbul’da
kurulmuş ve asırlar boyu ayakta durmuş ünlü
Mevlevî tekkelerinden biridir. Mevlevîlerin mühim merkezlerinden
olan bu kuruluşta Osman Salâhaddîn el-Mevlevî
(1820-1887) uzun müddet şeyhlik etmiş bir kişidir. Tasavvufî
vazifesi yanında Sultan II. Abdülhamîd’in tahta çıkışı
sırasındaki bir meseleyi çözücü teklifiyle takdirine mazhar
olan Osman Salâhaddîn’in irşad postunda oturduğu müessese,
birçok devlet adamının da uğrak yeri olmuş; bu sebeple
siyasî iradenin takip ettiği bir ocak hâlini almıştır.
Son çeyrek asırda yapılan ilmî yayınlarda Osman
Salâhaddîn Efendi’nin hayatı hakkında tafsilâtlı bilgiler
verilmiş; ayrıca birkaç eserine dair inceleme sonuçları da
ortaya konmuştur. Onun Hz. Ali’ye ait meşhur bir Ahdnâme’yi
H. 1297/ M. 1879 yılında, istikbalin sultanı
Şehzade Mehmed Reşad için Türkçeye tercüme ettiği bilinmektedir.
Aynı sene içinde, Salâhaddîn el-Mevlevî tarafından
meydana getirildiği sanılan başka bir eser de 296
Arapça vecizenin Türkçe tercümesidir. Bu kitapçık, Hz.
Ali’ye nisbet edilmiş 280 civarında güzel sözü içine alan ve
“Nesrü’l-leâlî” ismiyle adlandırılan derlemenin çevirisidir.
Bu çalışmada, Osman Salâhaddîn Efendi’nin hayatı ve
eserleri hakkında kısaca bilgi verildikten sonra kendisine ait olduğu tahmin edilen Nesrü’l-leâlî tercümesinin yeni harflere
ve günümüz Türkçesine çevrilmiş metni sunulmuştur.
Keywords
Osman Salâhaddin, Yenikapı Mevlevihanesi, Hz. Ali, Nesrü’l-leâlî, tercüme.