Summary
Alâaddîn Ali Çelebi’nin Münâzara Türünde Bir Eseri: Dâsitân-ı Tûtî vü Karga-i ‘Alâaddîn
Tarihi bilinmemekle beraber hayvanların konuşması ve
biz insanlarla düşüncelerini paylaşmalarını hayal etme
konusu çok eskilere dayanmaktadır. Kimilerine mitsel
anlamlar yüklenmiş ve her bir hayvanın insan hayatındaki
yeri ve önemi bu mitsel inanışların yönlendirmesiyle
kültürel hayatta yerini almıştır. Kimi zaman hayvanlar,
dînî konuların anlatılması ve kavranılması için birer
sembol olarak kullanılmıştır. Bu gerçeğin arkasındaki
felsefî, sosyolojik ve psikolojik gerçeklerin irdelenmesi
başka bir çalışmanın konusu olup bu makalede iki hayvan
arasında geçen felsefî bir hikâye konu edinilecektir.
Dünya üzerinde yaşamış olan bütün milletlerin anlatılarında
bu tarz hikâyeleri görmek mümkündür. Türk
Edebiyatı’nda da bu konuda çokça eser yazıldığı bilinmektedir.
Hayvanların bu şekilde hikâyelerde karikatürize
edilmesinin felsefî, sosyolojik ve psikolojik arka planlarından
ziyade bu makalede bu hayvanların temsil ettiği
semboller ve bunun hikâyede anlatılmak istenen konu
açısından taşıdığı anlamlar irdelenmiştir. Makalemizde
önce münâzara türünün ne olduğuna değinilmiştir. Bu
türün Türk Edebiyatı’ndaki yeri tespit edilmiş olup konu
edinilen mesnevînin şairinin kim olduğu ve edebiyatmızdaki
yeri ve önemi anlatılmıştır. Mesnevînin nüshası,
şekil özellikleri ve içeriğinden bahsedilmiştir. Daha sonra
transkribe metin sunulmuştur. Eserin tasavvufî açıdan
taşıdığı manalar analiz edinilerek eserin değeri ortaya
konulmuştur.
Keywords
Münâzara, karga, papağan, mesnevî, Alâddîn Ali Çelebi, Klasik Türk Edebiyatı.