Summary
Mustafa Maksûd Resâ Efendi’nin Kasîde-i Bürde Tahmisi
Ka^b b. Züheyr’in (ö. 24?/645?) “Bânet Su^âd” ifadesiyle
başlayan ve Hz. Peygamber’in mübarek hırkasıyla
ödüllendirilmesine vesile olduğu için literatürde Kasîde-i Bürde
olarak tanınan meşhur şiiri, kendisinden sonra kaleme alınan
na^tlara öncülük etmesi açısından ayrı bir öneme sahiptir.
Ka^b’dan yaklaşık altı asır sonra yaşayan Bûsîrî’nin (ö.
696?/1297?) Hz. Peygamber’e olan derin muhabbetini nazma
döktüğü el-Kevâkibü’d-Dürriyye fî Medhi Hayri’l-Beriyye adlı
kasidesi de İslami edebiyatta aynı adla bilinmektedir. Ka^b’ın
manzumesi her ne kadar ilk örnek olsa da Bûsîrî’nin eseri, gerek
yazılış hikâyesi ve edebî hüviyeti gerekse lirik üslubu
bakımından klasik Türk şairlerinin ilgisine daha fazla mazhar
olmuş ve 15. yüzyıldan itibaren tercüme, şerh ve tahmis gibi
farklı şekillerle edebiyatımıza kazandırılmıştır. Âşıkane ve
arifane pek çok şiiri ve Münyetü’s-Sâlik adlı tasavvufi bir yapıtı
olan Mustafa Maksûd Resâ Efendi (ö. 1269/1852-53) de Hz.
Peygamber’in şefaatini umarak söz konusu kasideyi tahmis
eden şairlerden biridir. Aruzun mefâ^ilün fe^ilâtün mefâ^ilün
fe^ilün kalıbıyla yazılan eser, toplam 160 bendden oluşmaktadır.
Resâ, diğer birçok şair gibi on bölüme ayırdığı tahmisini serbest
bir söyleyişle kaleme almış ancak kaynak beyitlerin anlamını
hissettirmeyi başarmıştır. Diğer bir ifadeyle kaynak metinden
aldığı manayı kendi şairlik yeteneğiyle süslemiş ve özgün bir
tarzla söylemeye çalışmıştır. Zaman zaman ayet ve hadislerden
yaptığı iktibaslarla eserini zenginleştiren şair, kaynak şiirin
otuz yedi beytini Arapça, on bir beytini ise Farsça tahmis
etmiştir. Bu çalışmada öncelikle Ka^b b. Züheyr ile Bûsîrî’nin
kasideleri genel hatlarıyla tanıtılmış ve Mustafa Maksûd
Resâ’nın hayatı ve eserleri hakkında bilgi verilmiştir.
Keywords
Bûsîrî, Kasîde-i Bürde, Mustafa Maksûd Resâ Efendi, Tahmis.