Summary
Müellifi Bilinmeyen Bir Yûsuf Kıssası ve Husûsiyetleri
Yûsuf u Züleyhâ konulu eserler Türk edebiyatının başlangıcından itibaren pek çok müellif tarafından kaleme alınmıştır. Bilinen ilk eser, Âli’nin hece vezni ve dörtlüklerle telif ettiği Kıssa-i Yûsuf isimli metnidir. Klasik dönemde, Hamdullah Hamdî tarafından kaleme alınan Yûsuf u Züleyhâ mesnevisi hikâyenin en mûtena örneğidir.
Bunun yanısıra tefsirlerde ve kısas-ı enbiyâ türü eserlerde yer alan veya müstakil yazılan pek çok mensur hikâye de mevcuttur. Mevzunun Kitab-ı Mukkades’te zikredilmesi ve Kur’an-ı Kerim’de “ahsenü’l-kasas” olarak nitelendirilmesi bu kadar itibar görmesinin asıl sebebidir. Bu münasebetle erken dönemde kaleme alınan Yûsuf u Züleyhâ hikâyeleri, muhteva bakımından kıssa türüne daha yakın işlenmiştir. Türün gereği olarak bu eserler, nasihat bahsi ön planda tutulup herhangi bir sanat kaygısı güdülmeden okuyucuya sunulmuş Kur’an-ı Kerim’de zikredilen kıssa merkeze alınıp ekleme hikâyelerle konu çeşitlendirilmiştir.
Yûsuf u Züleyhâ ile ilgili metinler üzerine pek çok çalışma yapılmıştır. Hikâyeler şekil ve muhteva bakımından incelenmiş, transkripsiyonlu metinleri ortaya konmuş veya mukayeseli çalışmalarla eserler arasındaki farklılıklar tespit edilmeye gayret edilmiştir. Buna rağmen, yazma eser kütüphanelerinde, hâlâ herhangi bir şekilde incelemeye tâbî tutulmamış özellikle mensur metinler bulunmaktadır.
Bu çalışma, eski Anadolu Türkçesiyle, manzum mensur karışık yazılan ve müellifi belli olmayan bir Kıssa-i Yûsuf hikâyesi üzerinedir. Eserin ulaşılabilen tek nüshası, Atatürk Kitaplığı, Bel. Yz. K0475 numarada kayıtlıdır. Makalede, öncelikle, genel itibariyle Yûsuf u Züleyhâ hikâyelerinden bahsedilmiş ardından metnin şekil ve muhteva incelemesi yapılmıştır. İhtiva ettiği konular münasebetiyle hikâye, kıssa tabiri üzerinden değerlendirilmeye çalışılmış ve son olarak da eserin transkripsiyonlu metninden örnekler makaleye ilave edilmiştir.
Keywords
Mesnevî, Kıssa, Yûsuf u Züleyhâ, Mensur Yûsuf Kıssaları.