Summary
Klâsik Türk Şiirinde Bir Efsânevî Kahraman Olarak Seyyid Nesîmî
Edebiyat tarihimizde önemli bir yeri olan, tasavvufî
inancından dolayı değişik bir üslup ve kişiliğe sahip Seyyid
Nesîmî, 14.yüzyılın ikinci yarısı ve 15.yüzyılın başlarında
yaşamış, Türkçe ve Farsça divanı olan, Türk ve Âzerî edebiyatı
arasında paylaşılamayan klasik şairlerimizden biridir.
İran ve Azerbaycan sahasında uzun süre bulunmuş, daha
sonra Anadolu’ya gelmiş, Hurûfî inancına bağlı olması
yüzünden Halep’te derisi yüzdürülerek öldürülmüştür.
Onun hayat macerası, kendisine efsânevî kahraman kimliği
kazandırmış ve yedi ulu ozandan biri olarak kabul edilmesi
sonucunu doğurmuştur. Buna göre; derisinin yüzülmesi
suretiyle öldürülmesi, zulme uğraması, tasavvufî yönü,
teslimiyeti, inandığı davadan dönmemesi, ilâhî aşk uğruna
cismini feda etmesi, Mansûr’la aynı kaderi paylaşması
yönleri ile şairlerin manzumelerine malzeme olan Nesîmî,
şairliği ile divanlarda neredeyse hiç anılmamıştır. İşte bu
durum Nesîmî’yi diğer şairlerden farklı kılmış; onun tıpkı
mitolojik- efsânevî Fars kahramanları gibi divan şiirinde bir
mazmun olarak yerini almasını sağlamıştır.
Bu çalışmada; efsânevî bir şahsiyet olarak Nesîmî’nin,
divan şairleri tarafından nasıl algılandığı, manzumelerde
nasıl yer bulduğu, 33 şairden elde edilen 64 nazım parçasından
hareketle ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Keywords
Nesîmî, Mansûr, Hurûfîlik, Tasavvuf, Efsânevî Kahraman